Panik atak genel olarak endişe, sıkıntı hali, ölüm korkusu gibi duyguların yaşanıp vücudun kalp çarpıntısı şeklinde tepki verme halidir.
Panik atak artık günümüzde sık sık rastladığımız psikolojik hastalıkların başında gelmektedir. Hastalığı genel atlarıyla açmamız gerekirse ilk olarak ani gelişen neden tam bilinmeyen yoğun bir kaygı seli başlamaktadır. Kaygının kaynağında sizin için tam olarak belli olmasa da yaşamınızın meydana getirdiği olaylar olabilir. İşte bu kaygıların tam olarak nerede çıkacağını kestirmek zor. Otomobil kullanırken, kalabalık ortamlarda, asansörde, evde, hatta uykuya daldığınız sırada bile panik atak nöbetleri geçirebilirsiniz.
Atak sırasında kaygının yanında fiziksel reaksiyonlarda kendini göstermektedir. Bunlara örnek vermek gerekirse kalp çarpıntısı, nefes alıp verme de hızlanma, baş dönmesi ve gözlerde kapanma sayılabilir. Bu belirtilerin hepsini yaşayanlar genelde çoğu zaman kalp krizi geçirdiğini sanmaktadır. Ama bunların aynı zamanda panik atak krizleri olduğunu söylemekte fayda var. İnsanlar bu nedenle ataklar sırasında kaygıların yanı sıra ölüyorum korkusunu yaşamaktadırlar.
Panik atağın sebepleri kesin çizgilerle bilinememektedir. Çoğunlukla stresin ve duygusal travmaların buna sebep olduğu söylenebilir. Krizlerin uzunluk süreleri ve oluş şekli kişilere göre farklılık gösterebilir. Kriz 10 ile 30 dakika arasında seyredebilmekte, kendinizde yukarıda saydığımız gibi nefes darlığı, kalp çarpıntısı, yoğun endişe gibi belirtileri sıklıkla görüyorsanız zaman kaybetmeden bir doktora başvurmanız faydanıza olacaktır.
Panik Atak Nedir ?
Panik atak günümüzde sıklıkla insanlarda görülebilen psikiyatrik bozukluk ve bazı fiziksel hastalıklarda gördüğümüz yoğun endişe, korku, kaygı karışımı bir nöbet biçimidir. Uzmanlar tarafından psikolojik bir sendrom olarak görülse bile hastalığın kesin sınırlar içerisinde bir sebebi bulunamamıştır, yani hastalık hafife alınmamalı ve bunu korkulacak bir büyük hastalık olarak da düşünülmemelidir.
Bu her iki durumda kişiye oldukça fazla zarar verebilir. Yaşadığınız, içinde bulunduğunuz durumu gereğinden fazla büyütürseniz yaşayacağınız bunalım, dolayısıyla kriz sıklığı artacaktır. Ayrıca hastalığın üzerinde durmaz önemsemez ve tedavi görmezseniz de ciddi semptomlarla karşılaşarak içinden çıkılmaz bir hâl alabilirsiniz.
Panik atak bir korku halidir. Vücudumuz stres, korku ve aşırı heyecan durumlarda bazı tepkiler vermekte. Bahsi geçen tepkiler kişiden kişiye farklılıklar gösterdiği gibi bazı insanlarda sağlığı olumsuz yönde etkileyebilecek dereceye gidebilir. Hastalığın semptomları ve belirtileri ansızın gelişebilir bu bazen hızlı olabilir.
Krizin süresi yer yer en az 10 dk sürebilirken, bazı durumlarda bu sürenin bir saate kadar çıktığı görülmüştür. Ortalama olarak bir kriz 20-30 dk arasında başlar ve biter. Krizler araba kullanırken, yürürken, alışveriş yaparken kısacası düşünebileceğiniz gibi her durumda sizleri yakalayabilir.
Panik Atağın Sebepleri Nelerdir ?
Panik atağın sebeplerinin başında yaşam sıkıntı ve kaygılarının artması, maddi, manevi sıkıntılar, hiçlik duygusu, yaşanılan ortamlar ve geçmişte yaşanılan travmalar olarak söylenebilir. Kötü bir çocukluk dönemi geçiren insan gelecekteki yaşamına dair kaygı ve stresi ve sürekli olarak bu sorunları düşünmesi sonucunda ortaya kendiliğinden panik atak çıkabilir.
Panik Atağın Belirtileri Nelerdir?
Panik atağın insanlarda başlama yaşı çoğunlukla değişkenlik göstermektedir. Nadir olarak hastalığın ilk ortaya çıkış yaptığı yıllar 18-25 yaş arasında olabilmektedir. 30-40’lı yaşlarda ciddi anlamda kendisini hissettirebilir.
Kriz başladıktan sonra ne kadar süre içerisinde bittiği değişken olmakla beraber insandan, insana değişebilmektedir. Bazı insanlarda kriz süresi 5 dakikayı bulurken, bazılarında ise bu süre 45 dakikaya çıkabilmektedir.
Hastalığın bazı belirtileri şunlardır;
- Nabız artışıyla birlikte kalp çarpıntısı.
- Göğüs kafesi bölgesinde hissedilen ağrı ve diyaframa aşırı ağırlık batması.
- Nefes alışverişi sırasında yaşanan zorluklar.
- İçinde bulunduğunuz ortamdan koparak, kendinizi bir kâbusun içerisinde hissetme.
- Aşırı terleme çoğu zaman sıcak ve soğuk şeklinde.
- Parmak uçlarında uyuşma ve karıncalanma hissi.
- Kontrolü yitirme duygusu ve aynı zamanda delirdiğini düşünme ya da ölüme yaklaşma hissi.
- Titreme
- Mide bulantısı ve karın ağrısı.
- Baş dönmesi ve baygınlık hissi.
- Ateş, sıcak basması.
Panik Atak’tan Korunma Yolları Nelerdir ?
Kahve türü ve alkol başta olmak üzere kafein içeren içeceklerin tüketiminden kesinlikle uzak durun. Alkol ve kafein’in kaygıyı arttırarak panik atağı tetiklediği söylenmektedir. Stres ve kaygı düzeyinizi kontrol altına almaya çalışın. En önemli şeylerden bir bir tanesi uyku, uykunuzu kesinlikle düzene sokun.
Düzensiz bir uyku stresinizi arttırır ve atak riskinin yükselmesine sebep olur. Sigara içiyorsanız bırakın, bırakamıyorsanız uyumadan en az 1 saat önce sigaraya elveda demeniz gerekiyor. Uyuduğunuz vakit geçirdiğiniz odanızın karanlık ve çok sıcak, boğucu olmamasına özen gösterin.
Panik Atağın Tedavisi Nedir ?
Panik atak tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Tedavi sürecinde çoğunlukla ilaç ve terapi bir arada götürülür. Tedavideki amaç, kişinin hoşlanmadığı birtakım şeylerden olabildiğince uzaklaştırılarak normal hayatına adapte olmasını kolaylaştırmak ve atakların neden olduğu kaygı, çarpıntı gibi belirtileri ortaya çıkarmaktır.
Tedaviz sürecinizde doktorunuzun size önerdiği antidepresan, sakinleştirici gibi ilaçlar ile birlikte korkular, stresler büyük oranda kontrol altına alınabilmektedir.
Tedavi için farklı yöntemler kullanılmaktadır bunlardan kısaca bahsetmek gerekirse;
İlaç Tedavisi: Atak sırasında meydana gelebilecek fiziksel sorunları en aza indirecek ilaç tedavisi uygulanır. Doktorunuzun verdiği ilaçlar çoğunlukla sakinleştirici, panik duygunuzu azaltacak anksiyeteyi azaltıcı antidepresan grubundan oluşmaktadır.
Konuşma Terapisi: Bu süreç içerisinde tedavinin en önemli aşamalarından birisi kuşkusuz konuşmaktır. Doktorun hastası ile sohbet etmesi onun panik bozukluğunun ne olduğunu, sonrasındaki süreci nasıl yönlendirebileceği konusunda daha net düşüncelere sahip olarak tedavi sürecini ilerletebilir. Bu sayede tedavi süresince ataklara sebep olan şeyler bilindiğinden, daha doğru bir yol izlenmeye başlanır.
Yaşam Şekline Özen Göstermek: Alkol, sigara ve madde bağımlılığı gibi kötü alışkanlıklar bu tür rahatsızlıkların tetikleyicisidir. Buna düzensiz uyku, çok fazla kafein tüketimini eklemekte yanlış olmayacaktır. Söz konusu alışkanlıklardan uzak durmak, gerekirse bunları terk etmek tedavi sürecini olumlu yönde etkileyecektir.